31 Ağustos 2008 Pazar

amerikalılar karadenizde 2



karadenizde 94 yıl önce oynana oyunlar yeniden sahneleniyor;sahne aynı sahne ruslar aynı rus, osmanlı artık osmanlı değil ama kafalar aynı çürüklükte ve ülke yine bağımsız karar alamama durumunda...amerikalılar karadenizde 2... la habunun birincisi ne zaman çekildi da? birincisi 1914 de çekildi ama o zaman baş rolde almanlar oynadı...

yıl 2008 ağustos, beş gün süren rus gürcü savaşı ardından amerikalılar gürcistana yardım malzemesi götürmek için boğazlardan savaş gemileri geçirdi... türkiye buna izin verdi. ruslar yardım malzemesi getiren gemilerin nükleer başlık taşıyabilen tomahawk füzeleri barındırdığını iddaa edip,türkiyeye ultimatom verdi; ve dediki montrö anlaşmasına göre boğazlardan geçmesine izin verilen gemiler sadece 21 gün kalabilir karadenizde, 21 gün sonra bu gemiler burdan çıkmazsa ben türkiyeden bilirim dedi... üçüncü dünya savaşı çıkarsa burda çıkar ben söyleyeyim ve biz tam ortasında kalırız...

işte birinci dünya savaşına girişimiz;

Çanakkale Savaşları sadece askeri ve stratejik açıdan değil, siyasal sonuçları bakımından da modern Türk ve dünya siyasal tarihinde önemli bir yere sahiptir. 2 Ağustos 1914’te, Osmanlı Devleti, Almanya ile gizli bir bağlaşma antlaşması imzalayarak, Birinci Dünya Harbi içerisinde Merkezi Devletler safında yer almıştır. Ancak Almanya ile bir bağlantıya kamuoyunun tepki göstereceği düşünülürek görüşmeler gizli sürdürülmüş, durumdan yalnız Sadraazam ve Dışişleri Bakanı Sait Halim Paşa ile Enver Paşa haberdar olmuştur. Buna göre 28 Temmuz’da Sırbıstan’a savaş ilan eden Avusturya’ya Almanya’nın yardımı Rusya’yla bir savaşa yol açarsa, Osmanlılar Mihver Devletlerini desteklemek için müdahale edecektir. Osmanlılar Von Sanders heyetinin ordunun genel yönetiminde etkili olmasını kabul ediyorlar, buna karşılık Almanya’da Rusya’ya karşı Osmanlı toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olmaya söz veriyordu. Antlaşma gizliydi ve ancak taraflar istedikleri zaman açıklanacaktı. Cemal Paşa ile diğer kabine üyeleri anlaşma imzalandıktan sonra durumdan haberdar olurlar. Ancak bunun Rusya’ya karşı İngiltere ile Fransa’nın reddettikleri bir savunmayı sağlaması ve oldu bittiye getirilmiş olması nedeniyle fazla bir şey söylemeden kabul etmişlerdir.

Kısa bir süre sonra iki Alman savaş gemisi, Almanya ile Enver Paşa’ya Osmanlıları savaşa sokacak bir fırsat yarattılar. Alman Akdeniz filosundan iki kruvazör, Goeben ile Breslau Kuzey Afrika’daki Fransız üslerini bombalamışlar (3 Ağustos) ve sonra arkalarında İngiliz filosu olduğu halde Doğu Akdeniz’e kaçmışlardı. Enver Paşa gemilerin Osmanlı sularına girmesine izin verdi (11 Ağustos). İngiltere Osmanlıların tarafsız olarak gemileri ve mürettebatını enterne etmeleri ya da sularından çıkarmaları gerektiğini ileri sürünce, gemiler sahte bir satışla Osmanlı Donanması’na alındı, adları Yavuz Sultan Selim ve Midilli’ye çevrildi; filo komutanı Amiral Souchon’da Osmanlı Karadeniz filosu komutanı oldu.. Enver Paşa, Çanakkale ve Boğazların yabancı gemilere kapatılmasını emretti. Enver ve Cemal Paşa’lar diğer kabine üyelerine danışmadan Souchan’a Karadeniz’de Ruslara saldırması için emir verdiler.(1)

Karadeniz’e çıkan Türk donanmasının, 29 Ekim’de birkaç Rus gemisini batırıp, Odesa, Sivastopol, Navorosiski limanlarını bombardıman etmesini bir savaş nedeni sayan Ruslar, 1 Kasım 1914’te Kafkasya’da Türk sınırını geçerek savaşı fiilen başlatır

ve ingilizcesi
After having signed a secret alliance treaty on 2 August 1914 with Germany, Ottoman State become one of the parties of Central States within the First world war. Because the public opinion would oppose to such a secret alliance with Germany, the negotiations being made in secret and only Sait Halim Paşa, the Grand Vizier and Minister of Foreign Affairs, and Enver Pasha were being informed of the situation. Accordingly, should the assistance of Germany to Austria that had declared war against Serbia on 28 July, led a war with Russia, the Ottomans would intervene to support the Axis Powers. While the Ottomans were accepting the efficiency of Von Sanders mission on the general command of the army, Germany promised to assist for the protection of the Ottoman territorial integrity against Russia. The treaty was secret, thus it would only be declared upon the request of the parties. Cemal Pasha and other cabinet members were informed of the situation after the signing of the agreement. Since this was an accomplished fact providing a defense that Britain and France rejected against Russia, they accepted.

Soon after, Germany and Enver Pasha found an opportunity to send the Ottoman to war by means of two German battleship. Two cruisers, Goeben and Breslau, from German Mediterranean fleet bombed the French Bases in North Africa (3 August) and escaped to East mediterranean being followed by British fleet and Enver Pasha allowed the ship to enter the Ottoman waters (11 August). The Ottoman Navy declared that they purchased these ship and changed their names into Yavuz Sultan Selim and Midilli upon the claim of Britain that the Ottoman had to intern impartially both the ship and crew or to dischange them from her waters. Admiral Souchan, the fleet commander, became the commander of the Ottoman Black Sea fleet. Enver Pasha ordered the Straits and Dardanelles to be closed to foreign ship. Enver and Cemal Pashas ordered Souchan, without asking other cabinet members, to attack Russians in Black Sea. (1)

Russians accepted as a war reason of the bombardment of Turkish Navy to Odesa, Sivastopal and Navorosiski harbors. On 29 October, Russian troops passed Turkish border and started war operatively. Actually, events happened so rapidly in a flow of history that Ottoman State had to declare war against Russia and Britain on 11 November 1914 upon Britain’s bombardment of Akabe, sinking of two Turkish ships in İzmir Gulf, bombardment of Strait entry fortification and military operations at Fav, Şattülarap.(2)

26 Ağustos 2008 Salı

küçük emrah...


taş değilsin toprak değilsin
hele benim anam hiç değilsin...:)

hani çok istemiştin beğenmiştinya
artık seninde kırmızı pabuçların var...

benim hiç babam olmadı amca
babam olurmusun...

-baykuşumu ne yaptın
-ben sattım,
ananıda satacam...

25 Ağustos 2008 Pazartesi

çobanın elinde değnek...

yöneticiler; yalakalıkla samimiyet arasındaki o bariz farkın farkında olamadıklarından mı, yoksa işlerine öyle geldiğinden midir bilinmez
yalakalık yapanları çok severler...

ve nedendir bilinmez yönetilenler;kendilerine kötü davranan yöneticinin bi dediğini iki etmezler. oysa iyi davranan yöneticinin iyi niyetini su istimal ederek onunda niyetini bozarlar; belkide bütün yöneticiler başta iyi niyetlidir ama işlerin iyi niyetle yürümediğini anlayınca gerçek yönetici olurlar...

burda önemli olan bu ayrımları iyi yapabilen yönetici olabilmektir...

konuşan fotoğraflar

ay gibi bir hatunla, yıl gibi bir gece...

bir parça aş için...

sizinki de iş mi?


masa takvimi...keh keh keh ehü


hedef aynı mavzer başka...

24 Ağustos 2008 Pazar

23 Ağustos 2008 Cumartesi

miçoya mektuplar...

yüzün mü yok, maske mi takacaksın?

yook yok!
beni hiç bir zaman anlamayacaksın...

utanacak hiç bir şey yok,
söylenecek bir söz, sitem yok,
kırılınca yeniden yeşermeyecek bir dalım yok,
gel...

dünya üç gün ufak şeylere takılacak kadar zaman yok,
şu andan daha önemli bir şey yok

dün bitti, yarın varmı?
gençliğede güvenme
ölen hep ihtiyarmı...

mevlanın dediği gibi
"ne olursan ol gel"
ne olursan ol maskeli olma;
ya olduğun gibi görün
ya göründüğün gibi ol...

gel...
gemide hala yerin boş
miço almadım yerine,
gel...

deniz havası iyi gelir sana, gel...

gs_denizli 4_1

son şampiyon ruhunu kaybetmiş... pahalı transferler takımın ruhunu bozuyor...bir tek arda oyuna girince heyecan ve hareket geliyor...

sezonun açılış maçı,denizlispor rezil futbol oynuyor çünkü daha rezil futbol oynayan galatasaraydan 4 gol yedi... bu galatasaray bu yavaş futbolu ile şampiyonlar ligine giremez, girerse orada daha rezil durumlara düşer...

hasan şaş, her pozisyonda topa basıp geriye dönüp sonra tekrar ileri dönerek ve hatta bazen üçüncü kez topun etrafında dönerek rakip defansın yerini almasına sebep olan oyunuyla çağdışı kalmışlığını bir kez daha ispatladı

lincoln büyük, yıldız futbolcu dimi
pehhhh maç boyunca ayağında top tutamadı
maç 3-1 ken attığı şut defansa çarpıp ağlara gidince büyük bir futbolcuya yakışmayacak bu hareketi yaptı diz çöküp ellerini açtı şükretti...
maçı kazandıran bir gol değildi oysa
ve kendi yeteneği ile attığı bir gol değildi
son dakikaydı maç zaten bitmişti kendini küçülttü...

21 Ağustos 2008 Perşembe

konuşan fotoğraflar

züğürt ağa

NEED;KARGAŞANIN ORTASINDA SARILACAK Bİ ARKADAŞA

GEREKTİĞİNDE YIRTICI GÜDÜLERİNİ ORTAYA ÇIKARAN PRENSES

AİLE SAADETİ

HAYATI ANLATAN FOTOĞRAFLAR; meyveler her zaman tabakla önünüze sunulmaz, bazen ona ulaşmak zahmet ister

hayatı anlatan fotoğraflar;yorumsuz






















alt yazı...cesur yürek...


cesur yürek filminin son sahnesi;
william vollece'ın kellesi vurulacak eğer krala bağlılığı kabul ederse affedilecek; cellat kılıcı indirmek üzereyken biri bağırıyor; "duruuuuun galiba bişey diyecek" bizim elif su "eşşşşheduenla ilahe illallah" diye araya girince dramatik sahne bir anda traji komik hale geliyordu

freedome...

cesur yürek 2


2005 yılında beşiktaşlı taraftarların yaptığı şaka unutulmazdı.
fenerli taraftarlara bu pankartı verip "bizim biletimiz yok bu pankartı siz açın" demişler üstte cesur yürek ortega yazıyor ama altta ispanyolca korkak tavuk ortega yazıyorduve pankartı açan fenerli taraftarlardı...

12 Ağustos 2008 Salı

özledim içinde barındırdığın herşeyinle seni...


sana bakmak suya bakmaktı,
sana bakmak bir mucizeyi anlamaktı,
sana sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktı,
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktı.
sen öyle göz,
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktı...

11 Ağustos 2008 Pazartesi

konuşan fotoğraflar...

engelleri aşamıyorsan yık geç...

resimdeki farklı olanı bulunuz...

ne arıyonuz altın mı? istanbulun taşı toprağı altın yalnış yerdesiniz...

yemeğin salçalısı kadının kalçalısı...

yolun sonu...

hey dostum senin bi sorunun mu var haaaa...

duru güzellik...

madem aşığız neden sırılsıklam aşık olmuyoruz...

italyan aile bakanı...vayyy beeee...

aşk her yerde...

10 Ağustos 2008 Pazar

8 Ağustos 2008 Cuma

allahım işine karışmak gibi olmasın ama az yarat öz yarat

-adam yoğurtlu iskenderle diyetkola içiyor
-kilo almamak için ekmeğin içini yemiyor (iki ekmeğin içini yemiyor,bir öğünde)
-çayı şekersiz içiyor bir başkası, üzerine dört dilim baklava yiyor
-bir başkasıda 45 kilo, diyet yapıyor(buhar olup uçmak için herhalde)
-zayıflamak için sigaraya başlamış bir diğeri...

eee ne diyelim
allahım sen işini bilirsin ama...