20 Aralık 2010 Pazartesi

şair olmak...

şairin biri kirasını geciktirmiş. ev sahibi bir kaç sefger gidip gelmiş. son gelişinde şair mutfakta ekmek kesiyormuş, kapıyıda elinde bıçakla açmış. ev sahibi polise şikayet etmiş bide demişki;
"birde şair olacak psikopat çıktı"

bazı şeyleri bazı insanlara yakıştıramayız. şair naif olmalı ama hayata tepkisiz değildir. şiirlerinde yazdığı gibidir o gözümüzde. oir katilin şiirlerinde sevgiden bahsetmesi inandırıcı değildir. şair katilde olabilir ama bu sefer öldürdüğü duygularını yazar fark edemezsiniz siz:)))

yani şiir yazan herkes şair değildir... şair şiirlerinde yazdığı dünyada şiir gibi yaşıyorsa şair olur...

yoksa posta gazetesini açın yurdumun şairleri bölümünü okuyun herkes şair ama arabesk tekerlemeler yazıyorlar sadece... evet onlarda öyle şair..

onların ki can da bizimki patlıcan mı?

insanların aynı iki olaya farklı tepkiler vermesi ne gariptir.
yılmaz güneyin katilliğini sevimli hale getirmeye çalışan insanlar hrant dinki öldüren çocuğa 4 senedir düzenli lanet okumaktalar tv ekranlarında... bence iki katil arasında fark yok, var hatta o 17 yaşında kandırılmış biriydi...
peki yumurtalık hakiminin canı dahamı az değerliydi dink in canından?
asılan başbakan ve iki bakanın canı asılan üç fidandan dahamı az değerliydi?
bahçelievler katliamında öldürülen 7 TİPli öğrenci,ümraniyede öldürülen 5 ülkücü öğrenciden nasıl değerli olabiliyor?
üniversitede geçenlerde öldürülen ülkücü öğrencinin haberi kısa verilip geçiliyor ama coplanan sol öğrenci için haftalardır haber yapılıp yaygara koparılıyor neden?
beşikte ki bebekler dahil 35 bin kişinin katilinin canı neden bu kadar değerli oluyor?
ermenilerin sotunu kırdık kürtleri kestik diyen orhan pamuk ve elif şafak nasıl bu kadar ulu ulaşılmaz değerli oluyor?
"kürtlere karşıda biraz hassas olun" diyen konuşmacıya "ben oluyorum ama sizde biraz türklere hassas olun" diyen bedri baykama tepkiler niye?
neden türk ırkçılığı suçtur diğer bütün ırklar adına ırkçılık yapmak demokratik hak iken...?
ermenileri kürtleri biz kesmişiz diyelim bir an için; ermeniler daha 90'lı yıllarda hocalıda azerileri dünya tarihinin en büyük katliamlarından birini yapmadımı onu neden görmezlikten geliyoruz?
sırpların balkanlarda bosnada kosovada yaptığı katliamları ne çabuk unuttunuz?
stalin ve lenin in öldürttüğü insan sayısı hitlerinkinden daha fazla olmasına rağmen onların öldürttüğü insanların çoğu türk soyu ve müslümanlar olduğu için mi gözünüzde hitlerden masum görünmekteler?
osmanlı rus savaşında önden gönderilen ermeni birliklerinin yaptığı katliamlara dayanamayan rus generalin onları geri çekip rus birliklerini gönderdiğinide mi okumadınız hiç tarih kitaplarında?
amerikanın kızıl derililere, fransızların cezayire ve bir çok afrika ve asya ülkesinde yaptıkları...? ırakta yapılanlar?
israilin filistinde yaptıkları? tek değerli can sizin gibi düşünenlerin canımı sadece?

18 Aralık 2010 Cumartesi

ölüm geldimi teslim oluyoruz galiba...

dün haberlerde bir kaza gördüm 16 yaşında bir kız gece karanlıkta yolu ortalamış yürüyor karşıdan gelen araçta hızlı ve koyu giyinmiş kızı görmemesi normal ama kızın o farları ve arabanın sesini dumaması imkansız hiç kıpırdamıyor bile araba çarpıyor ve kız ölüyor. sanki ölüme gidiyor gibiydi.

ve bugün antalyada dev dalgaların içine yüzmek için giren üç gençten celil isminde olan 10 yaşındaki çocuk hangi cesaretle giriyordu... fırtına sonrasıydı hava soğuktu ve dalgalar hala çok büyüktü...ve o da öldü...

2 dil değil 8 dil...

şimdilerde 2 dil tarışmasıdır sürüp gidiyor gündemde. kürtçe konuşuluyor mecliste. mahkemelerde kürtçe ifade vermek istiyorlar...

bdp milletvekili sevahir bayındır başbakan yardımcısı bülent arıncın "biz kürtçe bilmiyoruz ya küfürederse nerden bileceğiz" sözüne cevap verirken "bi zahmet kürtçe öğrenin" dedi

beşiktaşlı ispanyol futbolcu guti kaza yaptı ve polislerin ispanyolca bilmemesinden şikayet etti...

otelde çalışırken bir rus geldi;
-rusca biliyonmu' diye sordu
-hayır dedim
-ohoooooo ho dedi
-ingilizce biliyonmu dedim
-hayır dedi
-türkçe
-hayır
-almanaca
-hayır
-fransızca
-hayır
ispanyolca, yunanca, arapça, hintce, italyanca, portekizce
-hayır
- ohooooo ho hooooooo dedim:)))

israiilli geliyor ibranice konuşmamızı istiyor
fransız geliyor ingilizce bildiği halde fransızca konuşmamaızı istiyor
hollandalı bile hollndaca yani felemengce konuşan birilerini arıyor

bizim 2 değil 8 dil bilmemiz lazım...:)))

kadınlar araba kullanamaz...

maçoluk değil bu. bilimsel birşey. araba kullanmak işlemsel beyinle alakalı, ve kadınların işlemsel beyinleri zayıftır. bu demek değil ki kadınlar erkeklerden daha geri ve zayıf akla ve zekaya sahiptirler.hayır öyle bişey yok. kadınlarında beyinlerinin bazı bölümleri erkeklerinkinden daha güçlüdür. bu tamamen hormonlarla alakalı bir şey...

kadınlar kabul etmezler ama kötü araba kullanırlar. şimdi bu yazıyı okuyan kadınları duyar gibiyim "haaaayır biz kurallara uygun kullanıyoruz diye öyle sanıyorsunuz" doğru erkekler kurallara uymazlar ama uymadıkları halde daha az kazaya sebep olurlar.çünkü iyi kullanırlar seri hamleler yapabilirler.

go-kart pistine gidin bi bakın erkekler hız yapmak için tasarlanmış araçlar ve özel pistte son sürat manevralar yaparken kadınlar yol kenarından aheste aheste giderler ve yanlarından hızla geçen araçların kendilerine çarpacağını sanıp çığlıklar atarlar...:)

eğer kadınlarda kurallara uymadan araba kullansa ortalık kan gölüne döner gerçekten...

kimine göre ikisisi bir arada...

Kimine göre ilk üç harfinden ibarettir
"Yaşam"
Kimine göre son iki harfinden.

14 Aralık 2010 Salı

özür'lüyüz mü ne?

israil mavi marmara için özür dilemeyeceğini açıkladı...

ama obama wikileaks belgelerinde yazanlar için özür diledi...

tayyip erdoğan wikileaks belgeleri uydurmaca dedi...

madem uydurmaca obama neden özür diliyor beaaaa:))

men dakka dukka...

suheyl batum eskiden mantıklı bi adamdı chp genelbaşkan yardımcısı oldu oda bozdu kendini...

ankara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi yani mülkiyede önce suheyl batum konuşma yapacak ardından anayasa yürütme kurulu başkanı burhan kuzu konuşacak...10 kadar akpli öğrenci suheyl batumu konuşturmuyorlar sözle taciz ediyorlar ve batum konuşamadan giderken yorumu;

" bu 10 arkadaş faşizan davranmışlardır"

ondan sonra salona giren burhan kuzuyu 200 kadar sol öğrenci protesto ediyor hatta yumurta yağmuruna tutuyorlar konuşturmadıkları gibi bir kaç yumurta kuzunun kafasına isabet ediyor... suheyl batumun buna yorumu;

" bu öğrenciler demokratik haklarını kullandılar"

aynı akşam tvde bir tartışma programında 68 kuşağından olduğunu söyleyen bir zat konuşuyor her sözü kesilipte cevap veremeyeceği bişey sorulduğunda faşizan davranıp sözümü kesmeyin diyor... cevap verebileceklerine aynen cevap veriyor... sonra takip ettim başkaları konuşurkende işine gelmeyen her sözde karşısındakinin sözünü kesiyor ve onun sesi duyulamayıncaya kadar susmuyor...

solcular ne zaman anlayacaklar asıl faşistin kendileri olduklarını... ideolojik faşizm yapıyorlar kendileri gibi düşünmeyen herkesi düşman ilan edip akılsız ilan edip gerici ilan edip dinlemiyorlar... kürt ırkçılığı yapıyorlar, ermeni ırkçılığı yapıyorlarve dünyada tek suç olan ırkçılık türk ırkçılığı imiş gibi davranıyorlar...

solcular kendilerinden olmayanların ölmesine tepkisiz olacak, kendileri gibi düşünmeyenlerin sözlerini dinlemeyecek kadar faşistler...

altyazı...

Babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.. Bazen öyle olur herşey üst üste gelir polis olmasaydım katil olurdum, çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.. Binlerce ceset binlerce katil ve bir evlilik gördüm seni intihar ettiğin gün tanıdım kızı...m, seninle o gün barıştım şimdi sadece geceleri yapayanlız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.. Şimdi benimde yalanlara inanmaya ihtiyacim var tüm çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi.. Acılarımızda birbirine benziyor artık kızım.. birbirine benzeyen parmaklar gibi ama herbirinin eşsiz bir izi var bazen gözlerim duruyo karanlıkta ama fısır fısır konuşmaya başlıyosun yine kulağımın dibinde hiç susmuyosun ağlamama müsade etmiyorsun herşey affedildi babacık diyorsun.. hiç ayrılmıycaz diyosun keşke hep yanında olsaydım diyorum böyle konuştuğunu duyunca Bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz diyosun sen bana ama kar taneleri birbirine benzemezki kızım cesetlerde benzemez ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır herzaman koşan atlar düşen atları hatırlatır yağmur yağar durur tekrar başlar yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekden iyidir beşikden mezara kadar karanlıkta herkesle çarpışabilir insan yalanmı söylüyorum sana affet beni kızım affet Bir sürü doğru söyledik ama hiç burnumuz kısalmadıki kızım..

behzt ç. den

6 Aralık 2010 Pazartesi

döküntüler

her ileriye gidişte
birsürü döküntü bırakırız ardımızda.
ve hatta döküntüler ayağımıza dolanır,
engeleyemesede yavaşlatır bizi...

türbanın kendisi değil, türbanı sorun tehdit, esaret, bayağılık, ve bağnazlık görüp ilerlememiziengelleyen zihniyette döküntüdür...uğraşmamız gereken çok önemli gerçeklerin üzerini türbanla örtüyorlar...işsizlikle başını döndürüp gençliğin hiç bir şeye tepki vermeyen, her koyun kendi bacağından asılır anlayışına sahip, yıkanmış beyinlere sahip olmalarını sağlıyorlar..

nasıl yaptılar bilmiyorsunuz. dünya okuma haritasına bakıyorum en açık olan yerler en çok kitap okunan yerler, rusya açık mavi, avrupa amerika avustralya mavi, afrika bile lacivert, orta doğu ve türkiye kapkara...bir zamanlar medeniyetin beşiğiydi orta doğu, ışık doğudan yükselirdi. şimdi karanlığa döndü...en büyük kütüphaneler ordaydı abd ırakı işgal ettiğinde petrolden önce bağdat kütüphanesini boşalttı sonra yaktı,sonra petrolü içmeye koyuldu...

islam dünyası karanlığa gömüldü
oysa ilk ayet "ikra" oku diyordu...

gazetede haber okudum geçen gün " 17 kardelen daha okullu oldu" diyor fotoğrafta ise başı kapalı 17 kız var belliki babaları başları kapalı olarak eğitim almaları karşılığı izin vermişler ama benim güzel memlektimim aydınları bir yandan bu kızları okullu yapan kampanyalar yapıyor bir yandanda üniversite çağına geldiklerinde onları okula almıyor:(((

bir nevi ölümsüzlük...

hiç bir şeyden pişman olmamak güzel olurdu ama bu her yaptığım doğru olurdu manasına gelmezdi yinede...yaşadım bitti gitti, yapacak bir şey yok gamsızlığıdır belki...

eskiyazılarımı okurken pişmanlığa yakın şeyler hissederim bazen.yani şimdi olsa farklı şeyler yazardım aynı konuda,yada daha kapsamlı anlatırdım. öyle yaaa 10 yıl sonra aynı şeyleri yazacak olsam hiç değişmemeişim anlamına gelirdi, yada hiç gelişmemişim. 10 sene sonra bişeylerin farklı olmaması garip olurdu zaten... bundan 10 sene sonrada farklı şeyler yazacağım, yoksa 10 sene boşa geçmiş demektir...

ORHAN VELİ'nin dediği gibi" 1941 de yazdıklarım 1616 senesinde 52 yaşında ölen shakespeare'in 377 yaşında söyleyeceği sözlerdi...

ve benim şimdi yazdıklarım, şiirlerim; 1950 de ölen orhan velinin yaşasaydı 2010da yazacağı şeylerdi. kuvvetle muhtemel benden daha güzel şiirler yazacaktı bu güne dair, benden daha güzel anlatacaktı ama anlatmak istediklerimiz aynı olacaktı...

buna inanmak bana guru veriyor...

5 Aralık 2010 Pazar

fiziktir git kazım yaaa!

2 fizikçi bir şair...

kuantum fiziği hala herşeyi açıklamış değildir.ama içimden bir ses bana bunun herşeyin çözümü olmadığını söylüyor zaten...hala O'nun sırrını çözebilmiş değiliz, ben yinede O'nun zar atıp kumar oynadığını hiç sanmıyorum...
albert einstein/fizikçi 20.yy

belliki tanrı yalnızca zar atmakla kalmıyor,ayrıca gözleri kapalı oynuyor ve ara sırada zarları görülmeyecek yerlere atıyor...
stephen hawking/ fizikçi 21.yy

O'nun varlığında geçmişte olmuş ve gelecekte olacak herşey şimdinin içinde. belki biz bu dünyada yaşamıyoruz başka bir boyutta yaşadığımızı sandığımız şeyleri izliyoruz...
alparslan ışık/ şair 21.yy

1 Aralık 2010 Çarşamba

kill me...

gecenin bir yarısı hız göstergesindeki ibre 100'ü geçince kemerimi bağladım biraz yavaşla diye uyardım titrek bi sesle 120yi geçti ibre :))) ben küfretmeye başladım küfrettikçe gaza bastı ibre 190'ı görünce, VAYYY İBRE VAY dedim:)) kemeri çözdüm rahatladım artık küfürde etmiyordum

"abi sen 120 ile giderken tırsdın küfrediyodun kemeri bağladın, şimdi 190 basıyorum rahatsın ve kemeri çözdün ne iş?"

çünkü 190 la kemersiz kaza yaparsak ölüm %99 dur, %1 de öldürmeyen allah öldürmüyor kontenjanıdır o da bana vurmaz, ama 120 ile giderken kemerli yada kemersiz büyük acılar ve hatta sakat kalma ihtimali ölümden daha yüksek bir ihtimal...

"yani"

yanisi şu ölümden korkmuyorum zerre kadar, benim bu hayatta köpekler gibi korktuğum tek şey sakat kalıp başkalarına muhtaç yaşamaktır... o yüzden bi kaza yapacaksan adam gibi yap öldür beni...yoksa öpreim seni:)))

"tamam abi bak seksene indim :)))

hayAT koşusu

eğer yapamam dersen yapamazsın unutma, kaderin kesinleşene kadar mücadele etmelisin... sen elinden geleni yaptıktan sonra hala olmuyorsa o kaderdir artık yada taaaa en başından hata yapmışsındır...

bu nedemek diyeceksin açıklayayım: ben bilgisayarda satranç oynuyorum bilgisayara yenilince hamleleri geri alıyorum yeniden deniyorum yine yeniliyorum, tekrar geri alıyorum yine yeniliyorum yapılabilecek her şeyi yapıyorum geri alarak, ama olmuyor demek ki oyunun taaa başında öyle bir yanlış yapmışım ki artık ne yapsam boş oluyor, o en büyük hatayı yaptığım yere dönüyorum onu düzeltince kolayca oyunu kazanıyorum...

burda en büyük sorun şu ki hayat içinde geriye dönüp o en başta yaptığımız hatayı düzeltme şansımız olmuyor ve biz buna kaderimiz buymuş diyoruz...