9 Şubat 2011 Çarşamba

beni nasıl buldun ?

her gökkuşağının bittiği yerde
bir hazine varmış.
gökkuşağını takip ettim
seni buldum...

en son ne zaman ?

en son ne zaman bir tutkunun peşinden gitttiniz...?
ben yine yollara düşüyorum bir tutkumun peşine.

hayatı ıskaladınız,
sevdiniz, sevildiniz,
kaybettiniz.
en son ne zaman arkanıza yaslanıp
hayatı seyrettiniz...?

ölümle dirim...

ölümle dirim arasında bir perde var ince,
böyle efkarlı bir gece,
vuslata erinceye kadar içince,
hiç bilmediğim halde konuştum çince.

ölümle dirim arasında bir perde var ince,
açılınca bir gece,
mezar taşıma şunu yazın:

şiiri yarıda,
aklı o karıda kaldı...

"bir ihtimal daha var"

2 Şubat 2011 Çarşamba

kanuninin hürreme şiiri

Bugünkü dille;
Benim birlikte olduğum, sevgilim, parıldayan ayım,
Can dostum, en yakınım, güzellerin şahı sultanım.

Hayatımın, yaşamımın sebebi Cennetim, Kevser şarabım
Baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm,

Sevinç kaynağım, içkimdeki lezzet, eğlenceli meclisim, nurlu parlak ışığım, meş’alem.
Turuncum, narım, narencim, benim gecelerimin, visal odamın aydınlığı,

Nebatım, şekerim, hazinem, cihanda hiç örselenmemiş, el değmemiş sevgilim.
Gönlümdeki Mısır’ın Sultanı, Hazret-i Yusuf’um, varlığımın anlamı,

İstanbul’um, Karaman’ım, Bütün Anadolu ve Rum ülkesindeki diyara bedel sevgilim.
Değerli lal madeninin çıktığı yer olan Bedahşan’ım ve Kıpçağım, Bağdad’ım, Horasan’ım.

Güzel saçlım, yay kaşlım, gözleri ışıl ışıl fitneler koparan sevgilim, hastayım!
Eğer ölürsem benim vebalim senin boynunadır, çünkü bana eza ederek kanıma sen girdin, bana imdad et, ey Müslüman olmayan güzel sevgilim.

Kapında, devamlı olarak seni medhederim, seni överim, sanki hep seni öğmek için görevlendirilmiş gibiyim.
Yüreğim gam ile, gözlerim yaşlarla dolu, ben Muhibbi’yim, sevgi adamıyım, bana bir şeyler oldu, sarhoş gibiyim. Bir hoş hale geldim.

insan sevdiğinin mutlu olmasına üzülürmü...

bir gün en yakın arkadaşı daha kendisime yeni itiraf edebildiği ve ona söylemeye vakit bulamadığı bir anda, onun sevdiği kıza aşık olduğunu söyledi...sahildeydiler soğuk rüzgarlar alev gibi esmeye başladı...ve o devam etti "sana ne kadar değer verdiğimi bilirisin. fikirlerine ve ileri görüşüne hayran olduğumuda. eğer sen o kızla mutlu olamazsın dersen hiç gidip konuşmam, unuturum... yok olur dersen hemen gidip konuşacağım" diye icazet ister...

genç adam sağa sola bakar,gözlerini kaçırır, nasıl yapartıysa göz yaşlarının akmasını bişekilde engeller,dağlara bakar, denize bakar, ufka bakar...

bir yanda sevdiği kız diğer yanda kardeşi gibi sevdiği adam... bir karar verecektir ve ikisinden birinin mutluluğu yanında diğerine cehennem azabı garantidir...

ve biliyordur genç adam olmaz dese gitmeyecektir kardeşi...
"olur" der...

insan sevdiği iki insanın mutlu olmasına üzülür mü?
ben o gece sabaha kadar içime ağladım...

1 Şubat 2011 Salı

aşk yakar sevgi yıkar...

önünde sonunda dost düşman herkes kendi derdindedir... aşk mı? insanın kendini mutlu etmek için kendine oynadığı bir oyundur...ama ateşle oynarsan bir yerlerin yanar...insan aşık olduğunu sandığında bile sadece kendi mutluluğunu düşünür.o yüzden kendi mutluluğuna göre değiştirme çabasındadır karşısındakini...

yoksa neden terketsin insan aşık olduğu kişiyi anlaşamıyoruz gibi bi sebeple...

hemen her konuda insan kendi çıkarlarına göre yönelik hareket eder. birine yardım ederken bile ya onun acısından keyf alıyordur, ya kendini mecbur hissediyordur, yada başkasına yardım etmenin keyfini sürüryordur içinde. hepsi ne kadar bencilce... yardım diye ihtiyacımız olmayan şeyleri veriyoruz insanlara, yani çöpe atacaktı sana verdi aman ne büyük erdem...

bazen insandan ürküyorum...

insanın en büyük dilemmasıdır aşk...insanın kendi kendini mutlu etmeye çalışırken, düştüğü bir ateş çukurudur aşk...

insan kendinden başka neyi düşünür ki bu hayatta? "senin ,için canımı veririm" diyenlere bir bakın en küçük tehlikede ilk kendi canalrını kurtarmanın derdine düşerler...o ana kadar biz biz diyen insan o an ben demeye başlar... "ne yapacağım ben"... onlar için yangında ilk kurtarılacak şeydir kendi canları... hakikaten o gün geldiğinde kim kim için canını verir? aşkı için intihar edenler gerçekten aşkı için mi intihar etmiştir ? orada bile bencillik vardır zayıflık vardır...

kim kimin o kadar umurunda ki?
neden ağlarız?
neden kahroluruz?
neden intihar ederiz?
cevaplayalım busoruları ( hocam istediğim sorudan başlayabilirmiyim ?:)

kendimize ağlarız...
kaybettik diye kahroluruz...
adamlar kadınlar bizsiz mutlular diye,
bizsiz bir hayat kurabildiler diye,
biz kuramıyoruz,
biz onsuz yapamıyoruz diye intihar ederiz...

o kadar deli sevsek birilerini onların mutluluğuna üzülürmüyüz...o kadar sevsek birilerini samimi olsak gerçekten, kısa bir sürede başkasını bulup onun için tekrar yanmaya başlarmıyız...?

aşk ateştir yakar.
sevgi su dur yıkar...
aşık olduğumuzda sevgi ile yıkamazsak yüreğimizi yanarız...

bir aşktan diğerine bir hayal kırıklığından diğerine kanarız...

son söz...

benim neyim eksik ulan
derdim hep,
sen mişsin...


bazen konuşmama hakkımı kullanıyorum,
zira
konuştuklarım ilerde aleyhime delil olarak kullanılıyor...

iki yüz...200...

herkesin iki yüzü vardır.
ama kimse ikisine birden aşık olmaz...
ben senin bin bir yüzüne
hergün tek tek aşık olurum...

herkesin size gösterdiği yüzüne aşık olursunuz. gün gelip öteki yüzünü gösterince

ya yüreğiniz ortdan ikiye kırılır,
ya aşkınız ikiye bölünür.

yani azalır. nasıl derler sevgiye dönüşür, alışkanlığa düşer...

sonra aklınız başka birine meyyal,
yüreğiniz boşluklarda seyyal...

temel iç güdü...

parkta gezerken bi köpek gördüm sahipli bakımlı bi teriyer. köpek otların içinde dolaştı bir süre , çeşitli otlardan birini koklayarak seçti ve yemeye başladı... hayvanların bazı ağrıları veya sağlık sorunları için otlardan yararlandıklarını biliyordum ama hangi otun ne işe yaradığını neren biliyorlar hala aklım havsalam almıyor...iç güdü müdür bu?

bende dönem dönem kendimde buna benzer şeyler gözlemliyorum. bi dönem maydonoz istedi canım hep, her yemeğin bir ucundan kattım, olmadı limonlayıp ayrı bi tabakta getirdim sofraya. bi döneme soğan, bi dönem biber, bi dönem sarımsak, yada çikolata oldu. yahu insanın canı kimyon çeker mi çekti yahu :))) vücut eksik olanı istiyor bazen ama hangi gıdada olduğunuda biliyor hatta...

iç güdülerimiz var bizde hayvanız :)