4 Aralık 2009 Cuma

manyak mıknatısımıyım tanrım:))))


kol saati taşımak zor geliyordu bana, kolumda bir ağırlık hissediyordum, rahatsız oluyordum; ama her saat sorduğum kişinin bana iğrenç espiriler yapması daha bi çekilmez bişey olduğu için kol saati almıştım...:)))

kol saati taşımadığını unutup,recep dayıma ne zaman "saat kaç"diye sorsam; kolunda saat varmış gibi kaldırır bakar ve o iğrenç espirileri yapardı "eti kemik geçiyor"
yada "dünkü bu vakit" veya "bi tane"

yine bir gün samsunda kol saatim yok, saati öğrenmem lazım. belediye binasının önündeyim bir adam geliyor karşıdan, yanındakine bişeyler anlatarak yürüyorlar, gözüme onu kestirdim bir tek onun kolundaki saat görünüyordu aksi takdirde insanlara saat kaç diye değil saatiniz varmı diye bi ön soru sormamız icap ediyordu. adamla aramızda iki adım kala "afedersiniz saatiniz kaç acaba" dedim
adam
hiç yavaşlamadan
kolunu kaldırdı
saatini bir bilek hareketi ile düzeltti
yanımdan geçerken saatine baktı
yanımdan geçti
gitti gitti
kolunu indirdi
ve arkadaşı ile konuşarak uzaklaştı
adama bak yahuuu saati bana söylemedi ya:))))

üstelik samsunu bilenler bilir bir arka sokakta saatane meydanı
kocaman saat kulesi var
git ona bak dimi...:)))
eski tarihi bir saat kulesi vardı o meydanda
hangi akla hizmet bilmem yıktılar o kuleyi, yerine modern bi kule diktiler. eskisinden daha yeni ve güzel görünüyor ama beş altı senelik bi mazisi var oysa eski kule geçmişten kokular getiriyordu bize, bir nevi zamanda yolculuk ediyordunuz saatine baktığınızda sadece bugünün öğleden sonra 2:15 ini göstermiyordu cumhuriyet kurulduğundan beri her öğleden sonra 2:15 i ben gösterdim diye haykırıyordu...

Hiç yorum yok: