25 Mart 2008 Salı

antalyada rüzgarlı bir gün...


ağaçlar;
oyun sonunda seyirciyi selamlayan tiyatro oyuncusu edasıyla eğilip eğilip kalkıyorlar.
rüzgar kimi zaman arkaya doğru yatırdığım saçlarımı bana isyana teşvik edercesine kaldırıyor öne atıyor.
kimi zaman önden esip adım atmamı engelleyecek kadar şiddetleniyor
ve kadınlar;
her fotoğrafın en ilginç renkleri, rüzgarın kışkırttığı eteklerini zaptetmekte oldukça zorlanırken bir yandanda öne düşen uzun saçlarını arkaya atmaya çalışırken güzel bir filmin ortasında savaş sahnesinin estetik uyum figürleri olarak çırpınıp duruyorlar...

antalyada rüzgar deli esiyor dugün...
herşeyi bastırıyor rüzgarın sesi
ve suratıma çarpıyor
rüzgar denen fahişenin nefesi...

Hiç yorum yok: