16 Şubat 2010 Salı

doğum günü ekmek ve köfte

benim yılbaşı, doğum günleri, sevgililer günü, kabotaj bayramı gibi günlerle aram pek yok, beni bilenler bilir...diğerlerini sonra anlatırım şimdi doğum günlerini neden sevmem onu anlatacam...

doğum günleri bi kere kutlanması saçma bi gün, bu aralar ölümle ilgili çok yazıyorum ama doğum günü ölüme bir adım daha yaklaştık demek benim için... kutlamak şart değil...
bu dünyaya geldiğim günü kutlayacak kadar aşkla sevmedim bu dünyayı...

doğum günleri bir "ne kadar ekmek o kadar köfte" meselesi
doğum günleri bir "tükür elime süreyim suratına" misillemesi

bu yüzden denemeler yaptım dostlarım üzerindeve samimi olanları böyle anladım;
birinin doğum gününü hatırlıyorsam o da benimkini hatırlıyor,
birine doğum günü hediyesi alıyorsam o da benimki geldiğinde alıyor,
özellikle bir gün sonra kutluyorum doğum gününü birinin, o da benimkini bir gün sonra kutluyor...
hatırladığım halde hiç arayıp sormuyorum hersene doğum günümü kutlayanı doğum gününde, o da o sene hatırlamıyormuş gibi yapıyor benim doğum günüm geldiğinde:)))hani yaparlarya onlar bizim düğünde bi çeyrek altın taktılar bizde onlara çeyrek takacaz :))))

yani doğum günü kutlamak güzel bişey tabiki, samimi olunca anlamlı oluyor benim için, gerçekten samimi duygularla kutlandığında, "dostlarım hatırladı beni" hissi güzeldir herzaman, güzel olurdu böyle çeyrek takacaz anlayışı şeklinde vukubulmasaydı:((((

şimdi dostlarım bana kızacaklar bu yazıyı okuyunca
ama kızmayın hala samimi olanlar var onların doğum günlerini aynı samimiyetle kutluyorum... bu benim yaptığım da "çeyrek takacaz" anlayışı ile aynı mantık aslında
samimi olanlara samimiyim:)))))

Hiç yorum yok: