24 Şubat 2010 Çarşamba

sokak futbolunun 41 kere maşallahı var...

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.o iki kişi aldım verdim oyunu oynayıp tek tek adam seçerdi…

2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu. Bakmadan…

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.üst direk ise kalecinin boyuna göre gözkararı belirlenirdi, tv deki yorumcular kadar tartışmazdık bile…

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maça ara verilir... ama mutlaka devam edilirdi…

5 Uç korner bir penaltıydı. Penaltıda abanmak etik değildi…

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı. bahçelerine topumuz kaçınca Topumuzu kesen yaşlı teyzeler vardı , bu nasıl bi suçsa artık cezamız buydu…

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Taç çizgileri kalelere çok yakın olduğu için taç atışından direk gol olmazdı, taç atışı gol olmadan birine dokunmalıydı…

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` sende sektir git demekti )), rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı. Hatta bizim mahalle Galatasaray dı yan mahalle Fenerbahçe, üniversitede de hakan şükür macaristana ensesi ile gol attı diye düz vurabileceği topa arkasını dönüp ensesi ile gol atmaya çalışan bir arkadaşımız vardı))

14. Topun sahibi her zaman futboldan anlamayan biri olurdu mecburen oyuna almak zorunda kalırdık her mevkide dener bize en zaarrı olacak mevkiyi bulmaya çalışırdık, sen biraz dinlen dediğimizde topunu alır giderdi)

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı. Top ele ne sebeple deyse serbest vuruş kullanılırdı hatta çift vuruş genel bi kanıydı…

17. Minyatür kalede Bel üstü gol sayılmazdı. Japon kalede pas vermek yasaktı. Tek kalede kaleciden taca çıkan topu alan başlardı…

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına onlar karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Kaleler birbirine yakın olduğu için kalecinin elle gönderdiği top gol olursa sayılmazdı…

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise gönüllü birisi ki hep ben olurdum devre arası takımdeğiştirerek oynardı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer son adam olarak senden faulle top alındıysa ve rakip faul yapmadığının ısrarını oyuna devam ederek yapıyorsa kaleciye kaleyi boşaltması talimatı verilirdi kaleci kaleyi boşaltmazda golü yerse adamın devam etti gol geçerli denirdi…

32. Milli ruhumuz vardı, okulun yanında ki sahada top oynarken tam gole gittiğim anda istiklal marşı okunmaya başladı ve topu bırakıp hazırolda istiklal marşını okudum arkadaşlarım beni taşa tuttu))

33. Atan alır spor vardı. Eğer top oynana sahanın yakınlarında bir rampa yada topun kaçacağı bir bahçe köpekli bir alan varsa topu kim kaçırdıysa o alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı. Ben takımın penaltıcısıydım mahallenin abisi bana penaltı attırırdı gol olursa kaleciyi, olmazsa beni fırçalardı))

35. Altın gol uygulamasını ilk sokaklar yaptı, uzun süre beraberlik bozulmayınca, akşam olmuşsa,"Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Eğer uzaktan bi gol atılırsa “la haburaya bi boru hattı döşemişler ne hattıdır o” diye dalga geçen laz taraftarlar vardı

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.

Hiç yorum yok: