10 Eylül 2010 Cuma

miçoya mektuplar...


uzun yol gibiyim
beni gözünde çok büyütmüşsün...

aşk olduğu sürece ben iyiyim,
aşkın olduğu sürece büyüyürüm,
aşkın olmadığı anda solarım,
ey aşk sen varsan varım,
(laf olsun diye değil bunu en iyi sen bilirsin ben dilimle değil yüreğimle konuşurum)
sen yoksan, ben noksan...

bunu farketmedin, bari terk ETME...

alp


duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun, etme...
başka bir yar, başka bir dosta meylediyorsun, etme...
ey ay, felek harap olmuş ziyan olmuş senin için
bizi öyle harap, öyle ziyan ediyorsun, etme...
ey makamı var ile yokun üstünde olan
sen varlık sahasını terk ediyorsun, etme...
sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
sen ayında evini yıkmaya kastediyorsun, etme...
şekerliğinin içinde zehir olsa dokunmaz bize
sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun, etme...
harama bulaşan gözün güzelliğinin hırsızı
ey hırsızlığa değen, hırsızlık ediyorsun, etme...

aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
aşka ne diye hayret ediyorsun, etme...

isyan et ey (yolumda tek yoldaşım)
söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun, etme...

MEVLANA

Hiç yorum yok: