16 Kasım 2008 Pazar

futbol asla sadece futbol değildir

Taraf olmak gerektirir, başka türlü zevk vermez, diğer spor dallarından biri haline gelir taraf olamazsan. Taraf olmak da insana bir gözlük giydirir; at gözlüğü…
Bu sokakta beş yaşında çocukta da böyledir, yaşını başını almış yıllarını futbolla geçirmiş değerli yorumcularda da ve dahi bendede böyledir… nasıl mı? Bu hafta Galatasarayın maçını izledim korner öncesi Selçuk dereli ilkokul çocukları gibi itişip kakışan koca koca adamlara sınıf öğretmeni edasıyla gözüm üzerinizde kulaklarınızı çekerim deyip, top onsekize süzülürken (bayanlar onsekize süzülen topun üzerine domates sosunu döker ve servise hazırdır artık  zannederler; onsekiz ceza sahasıdır süzülme de o bölgeye topun falsö alarak inişe geçmesidir) nerde kalmıştık, süzülürken künde ile yere yıkılan kewel ve baroşu görmüyor olabilir mi? Bence yüreği yoktu art niyeti vardı yada yoksa ikisinden birini mutlaka görmeliydi. İşte bu benim at gözlüğümle bakış açım…
Fenerbahçeli bir yorumcunun at gözlüğüne takılanlar ise şöyle: penaltı penaltı gibi olmalı, top havada nereye ineceği belli değilken penaltı verse kimsenin içine sinmeyecek ( kendi içine sinmeyecek aslında benim içime siner hiç merak etmesin) ayrıca kitapta ceza sahası içinde 10 kusurlu hareketten biri yapılırsa penaltı olur yazıyor, penaltı penaltı gibi olacak diye bir kural yok…
Şimdibu pozisyonu Galatasaray değilde fener bahçe yaşasaydı ben onun gibi yorum yapacaktım o da kitapta böyle bir şey yazmıyor diye ahkam kesecekti işte at gözlüğü budur..

16 kasım 2008
Gs-ist.b.b. 2-0

Hiç yorum yok: