30 Eylül 2007 Pazar

gönderilmeyen mektuplar...

bugün buradaki üçüncü günüm, ve yeni arkadaşlarımla ancak bugün kaynaşmaya başladım buna ne kadar kaynaşmak denir bilmem, beni bilirsin kolay elimi vermem insanlara elini verince kolunu isterler, sonra kolunu tutunca yerden yere vururlar...

kaynaşma dedimya; bugün pansiyoner beraber kalmam için birilerini getirdi, kirayı paylaşmak şart. benimle kalacak olan biraz uyuz birine benziyor; geldiklerinde içeri gelin konuşalım dedim, o " ne konuşcaz birader dedi" yalnız dikkatettim "bilader" demedi "birader" dedi neyse oturduk karşılıklı susuşuyoruz bikere kıl oldum ya, oda sessiz ama yanındaki çocukta bir çene var hep o konuşuyor. bir bana soru soruyor bir ona, en son hangi takımı tuttuğumuzu sordu o da benim gibi Galatasaraylıymış, birden kanımız ısındı birbirimize. hakan şükürün formasını almış stadta tribünden, fener maçına kadıköye gitmiş dayaklar yemiş, denize atmışlar bunu, beraber istanbula gidip ali samiyende maç seğredeceğiz...

ya ben aslında bunları yazmak istemiyorum yaaaa! çok özledim en çok seni, buradaki çocuklar sıkıntılarını anlatıyorlar, telefon açmak için 7 km yol yürümek zormuş, bi hamburgerci bile yokmuş, kampüs ufakmış hatta kampüs demeye şahit lazımmış, burda zaman nasıl geçermiş, felan filan fişmekan. benimse burda sorun ettiğim tek şey sensizlik,hiçbiri sevdiklerini özlememiş.

nasıl özledim bir bilsen...
keşke geri dönebilsem...

16 eylül 1996 aydıncık...

2 yorum:

arzu tülek dedi ki...

niye göndermedin ? heeee!

deniz dedi ki...

iyi yapmış ohhh