28 Mart 2010 Pazar

dans edememek...


Dans etmek bir yetenek “aman ne var canım müziğe göre sallıyorsun kendini” değil.bidiğin bir yetenek… ben beceremem mesela, ayağım hiç kırık değildir, karadenizde büyüdüm horon tepemem, kolbastı oynayamam…

Bir gün,İlk okulda , müzik dersinde, misket oynamayı öğreniyorduk. 6 kişilik gruplar halinde karatahtanın önüne çıkıp oynamaya başladılar, sıra bizim gruba geldi; karatahtanın önünde hiç bu kadar zorlanmamıştım. Bizim grupta tesadüfen sınıfın en kazmalarından oluştu. En uzun ve en kısalar bizim gruptaydı en çirkinler ve en yontulmamış odunlardan oluşuyordu. Biz oynamaya başlayınca sınıf koptu herkes yerlerde, gülmekten kırılıyorlar, biz neden bu kadar güldüklerine anlam veremediğimiz gibi müzik susana kadar oynamakta zorundayız, gülme krizlerinin arasından bazı seslerde duymaya başladık “ gökmene bak karikatür gibi kaldı orda, hahahaa seyfullaha bak kazık yutmuş gibi, alparaslana bak hele puhahahahah” neyse müzik durdu zulümde bitti…bitti sandık sınıf “bi daha bi daha” diye tezahurat yapınca bi daha oynadık çünkü öğretmen not vermem dedi bi daha oynamazsanız…

Diyeceğim o ki; oynamak dedikleri şey dans yani yetenek işidir oynamasını bilmeyenleri zorla sahneye çıkarmayın, bu şuna benzer; resim yapmaktan anlamayan birine portre yaptırmak gibidir. Olmaz beceremez, yani düğünlerde oynamak isteyenler oynuyor zaten oynamayanlara dokunmayın, şimdi durum daha da feci, facebooka düşersin halin yaman olur, mesela bizim o müzik dersinde cep telefonu icatedilmiş olsaydı, biri çekerdi ve facebook ta icatedilmiş olacaktı tabi, bizi internete verdiler mi en çok tıklanan video olurduk kesin…

Hiç yorum yok: