24 Haziran 2007 Pazar

bu da farklı bir bakış açısı...


izleyenler bilirler, akira kurusava'nın oscar'lı filmi "rashomon" da bir olayın 4 farklı tanığının aynı olayı birbirinden farklı hatta çelişkili, dört ayrı biçimde anlatışı konu edilir. hadise, ormanda evli bir çiftle karşılaşan kötü bir adamın erkeği öldürüp kadına tecavüz etmesinden ibaretttir. ancak olayın dört tanığının anlattıkları hikayeler birbirinden öyle farklıdır ki, filmin sonunda bu durumu "algının subjektifliği" ile açıklamak çokda kolay olmaz ve kendimize bile itiraf etmekte zorlandığımız bir çıplak gerçekle karşılaşırız: insanoğlu zayıftır ve dünyayı kendi menfaat penceresinden izlemektedir...

ancak bizim ülkemizde ortaya çıkan rashomon hikayelerini kurusava hayal bile edemez. evet futboldan bahsediyorum ve transferlerin algılanışındaki farklılıklardan. dört sene aradan sonra bir türk futbolcusu avrupanın 5 büyük liginden birine transfer oluyor ama biz m.brough'nun ingiltere ligini 12. bitirmesini küçümsüyoruz oysa o takım 150 milyon dolar gibi transfer harcamaları yapan takımların liginde 12. oluyor bıraktığı takım kendisinden başka hiç bir takımın transfere para harcayamadığı bir ligde malum şartlarda şampiyon oluyor.ingiltere ligini 204 ülke takip ediyor türkiye ligini takip eden kaç ülke vardır azerbaycan dışında...

diğer taraftan galatasaray elindeki futbolculara aldıkları yıllık ücretlerinde indirim yapmalarını istiyor. sonra yeni aldığı futbolculara kesenin ağzını açıyor. şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu... sattığı oyunculardan inamoto alman ligine gidiyor iliç çok ucuza satıldı diye alay konusu oluyor...

34 yaşındaki roberto carlosun transfer edilidği gün gazetelerin kenar köşelerine bir haber düşer; 28 yaşındaki 2002 dünya kupası yıldızı, eski m.united lı kleberson alacaklarını alamadığı için bedelsiz olarak beşiktaştan ayrılmıştır... bize göre 34 lük carlos dünyanın en büyük yıldızıdır, 28 lik klebersonun futbol hayatı bitmiştir transfermarket'da carlos 6,5 milyon kleberson 6 milyon 350 bin euro dur...

yani statda imza attırmak önemli değildir, önemli olan şudur; esas olan bu ülkeye nasıl gelindiği değil, nasıl gidildiğidir.klebersonun tigananın iliçin hooijdonkun nasıl geldiklerini düşünün ve giderken havaalanında kimsenin uğurlamadığını düşünün arkalarından söylenen kötü sözleri düşünün... futbolumuz omuzlara alınarak getirilen futbolcuların çokluğu ile değil omuzlara alınarak arkasından ağlanan futbolcular çoğaldığında düzelecek...

Hiç yorum yok: